21 Şubat 2013 Perşembe

Katılacağım İlk Çekiliş :)

Siz de buradan çekilişe katılabilir ve de birbirinden güzel yazılar arasında benim gibi kendinizi saatlerce ekran başına kilitleyebilirsiniz.
makyajblogum hediye çekilişi


15 Ağustos 2012 Çarşamba

Ne zaman Ne ekelim?

Küçücük saksılardan, minyatür domateslerim biberlerimden sonra ben bu "tarım" faaliyetlerimi biraz genişleteyim dedim veeeee  annemlerin bahçesinde kendime küçük bir oyun alanı yarattım :) Burada "Çiftçi" oyunu oynamaya karar verdim. 

Ekecek alanım genişleyince tabii birden bir havalara girdim, toprağı biçeyim gübre alayım ne ekilir ki şimdi panikleri vs.. derken; baktım "mucizelezzetler" adresinde hangi meyve-sebze ne zaman ekilir ay ay yazmışlar. Şöyle hemen Ağustos ayına bir göz atayım dedim.

Sebzeler

•Kabak •Semizotu •Salatalık •Taze Fasulye •Yeşil Biber •Patlıcan •Dolmalık Biber •Domates •Börülce •Bamya •Kırmızı Biber

Yeşillikler

•Soğan •Sarımsak •Dereotu •Fesleğen •Biberiye •Nane •Maydanoz •Tere

Fındık & Fıstıklar

•Ceviz •Fındık

Meyveler

Vişne •Şeftali •Karpuz •Kavun •Mısır •Üzüm •Mürdüm Eriği •Dut •Böğürtlen •İncir

Hangisini seçsem, Allah'ım ne heyecanlı yihoooo

Ben biraz gidip Sebze Yetişmek  ile ilgili araştırma yapayım. 

11 Ağustos 2012 Cumartesi

BB Cream - Renkli Nemlendirici

Üçü bir arada, beşi bir arada, ne olursa olsun her zaman kabulümdür. Aslında bir kaç işi aynı anda gören çoğu şey hep biraz eksik biraz yetersiz olur. Neyse ki şimdi felsefenin sırası değil ...

Watsons' da indirim var duyumunu alır almaz,  saçımı kestiremiyorum bari alışveriş yapayım mantığı ile koşarak gittim.

Renkli nemlendiri daha önce kullanmadım. Watsons'da da sadece Garnier ve yeni gelen B.B marka mevcuttu. B.B'nin testerı olduğu için deneme fırsatım oldu.


50 ml. ve 16,90 TL. fiyatı ile gayet uygun. Nemlendirici, Makyaj alt bazı, kapatıcı ve fondöten etkisini yarattığını duyunca da  "Benim ol" diye sarıldım kendisine.  Buğday tenli olduğumdan Medium rengini aldım.

Kokusu da güzel. Göz çevreme sürmedim ancak yine yanma oldu. Bu benim hassasiyetimden kaynaklı olabilir.
Sürümü kolay, cilt 1-2 dk. içerisinde iyice emiyor ve yağlı bir tabaka elinize bulaşmıyor. Nemlendirici olarak aradığım özellikler mevcut, bence sınıfı geçti.


Kapatıcılık ve fondoten özelliği bakımından incelersek, cilt rengini dengelediği gözle görülüyor. Hafif parlaklık ve canlılık verdi ama tabii ki tek başına kullanılan bir fondöten etkisi yaratmadığı da bir gerçek.



25 Eylül 2011 Pazar

Nedir bu "Baby Shower"

Amerika’dan son zamanlarda ithal edildi “Baby Shower” partileri… İyi oldu, hoş oldu da, orada burada “Baby Shower partisi” diyeceğimize özgün bir isim bulaydık daha iyi olmayacak mıydı?
Bebeğe Hazırlık Partisi
Bebeğe (ya da Yeni Anneye) Hediye Yağmuru
Çocuksuz Hayata Veda Partisi
Bugünleri Çok Özlersin Partisi

Ne bileyim, Baby Shower değil işte…
Amerika’da faydasını maddi açıdan çokça gördüğüm, Türkiye’deki uygulamasının ve amacının biraz farklı olduğunu keşfettiğim bir uygulama.
Ben Bebeğe Hazırlık Partisi, kısaca da Bebek Partisi diyorum kendimce…

Nedir bu Bebeğe Hazırlık Partileri?
Google’a “Baby Shower partisi” olarak girip de arama yaptığınız zaman karşınıza birçok site çıkıyor. Bu parti şöyle yapılır, “cookie”ler hazırlanır, 5 ila 20 davetli olur, vesaire vesaire gibi sanki bir kalıp varmışçasına tarifler yapılıyor. Ve şöyle deniyor: “Amaç anne adayına doğumdan önce keyifli ve eğlenceli bir gün yaşatmaktır.”
Hayır efendim, değildir.
Bebeğe Hazırlık Partilerinin asıl amacı annenin (ve babanın) doğumdan sonra bebek için ihtiyaç duyacakları eşyaları toparlamalarına katkıda bulunmaktır.
Bunları toparlayan anne adayının ise keyifli ve eğlenceli bir gün geçireceği kuşkusuzdur.
Nasıl olur bu Bebeğe Hazırlık Partileri?
Önce olması gerekeni yazayım, sonra şahit olduğum kadarıyla Türkiye’deki uygulamasından bahsedeyim.
Gebe, bebek doğduktan sonra ihtiyaç duyacağı kılık, kıyafet, eşya ve her türlü zamazingonun bir listesini çıkarır. Bu listede bebek yatağından pusete, önlükten çıngırağa, bornozdan tırnak makasına kadar her şey olabilir. Daha sonra bu listeyle bebek ürünleri satan mağaza ya da mağazalara giderek, ya da internetten bakarak o mağazadaki ürünlerden bir liste oluşturur.

Amerika'nın önde gelen bebek mağazalarından Babies R US'ın bebek ihtiyaç listesi ile ilgili broşürü
(Aslında bu liste Bebek Partisi yapılsa da yapılmasa da hazırlanır. Nitekim Amerika’da Baby Registry denilen bu listenin yapılması o kadar kanıksanmıştır ki, doğum yaklaştıkça bebek için hediye almak isteyen herkes parti olsun olmasın, partiye gelsin gelmesin gebeye “Listen nerede?” diye sorar ve hediyesini alır.)

Genellikle gebenin yakın bir arkadaşı ya da arkadaşları partinin organizatörlüğünü üstlenir. Eğer etrafta yakın arkadaşı yoksa anne adayının kendisi de partiyi yapabilir ama bu pek sık görülen bir uygulama değildir. Gebe, arkadaşına ihtiyaç listesini ve partiye çağırmak istedikleri arkadaşlarının isimlerini verir. Yakın arkadaş uygun bir zamanda düzenleyeceği bu partinin haberini listeyle birlikte gebenin arkadaşlarına gönderir, ve şöyle der: “Hu huuu, Gebe için Bebek Partisi yapacağız, gelirseniz çok seviniriz. Ha, bu arada, Gebe’nin ihtiyaç listesi Filanca mağazasında kayıtlı, hediyesini oradan alabilirsiniz.
Gelecek olanlar “Ne alsam?” derdine düşmez. Gider o mağazadaki listeden bütçesine uygun bir şeyler alır. Gelemeyecek olanlar “Ben gelemiyorum ama en azından hediyesini göndereyim bari” diyerek katkıda bulunmuş olur. Başka şehirlerde katılanlar da ister internet üzerinden, ister mağazanın kendisinden hediyeyi alarak gebenin evine, ya da partinin olacağı yere hediyeyi gönderir.
Alan memnun, satan memnun.
Parti günü geldiğinde yakın arkadaş(lar) evi süslerler, misafirler gelir, gebe ise bazen orada bulunabilir, bazen assolist gibi sonradan gelir. Yemekler yenir, çeşitli oyunlar oynanır. (Bu oyunlarla ilgili sonsuz sayıda kaynağa Google’de “baby shower games” yazarak ulaşabilir, beğendiklerinizi partinize uyarlayabilirsiniz). Partinin vazgeçilmezi olarak tabii ki çok şirin bir pasta yapılmıştır. En sonunda da hediye faslına geçilir: Gebe oturup herkesin tatlı bakışları ve “Ayyyyy, ne kadar şekeeeeer!” yorumları arasında hediyeleri tek tek açar.
Bu sırada yakın arkadaşlardan biri de kimin ne hediye aldığını not eder, ki (1) Partiden sonra gebe “Sevgili Filanca. Bebeğime aldığın falanca hediye için çok teşekkür ederim” diye bir not gönderebilsin,  ve (2) Kimin ne aldığı not edilsin ki zamanı geldiğinde gebe de uygun bir şekilde karşılığını verebilsin.
Partiden ayrılırken de herkese o günü hatırlatacak minik bir hediye verilir. Bebekli şekerler, kurabiyeler, minik çikolataların olduğu minik çantalardan oluşabilir bu hatıra hediyeleri.

İşte bundan ibarettir Bebeğe Hazırlık Partileri.
Ve tabii ki gebe için çok, çok keyifli, hatta hayatının en unutulmayacak günlerinden biridir. Bütün ilgi (hayatında belki de son kez) sadece onun üzerindedir; sevdiklerinin çoğu yanındadır; artık doğumun yaklaşmasının verdiği sıkıntılar birkaç saatliğine de olsa unutulur; kilolar her yerini sarmış, parmakları ödem yapmış bile olsa gün onun günüdür; herkes orada onun için toplanmıştır. Ve orada hediyelerin açılmasıyla bebeğin gelişi bir adım daha yaklaşmış, o minik kıyafetlerin içine yakında bir insanın gireceği, araba koltuğunun artık boş kalmayacağı gerçeği su yüzüne çıkmıştır.
Bu parti sürpriz olabilir, olmaya da bilir. Bundan seneler önce partisine gittiğim, ilk bebeğini bekleyen bir arkadaşım sürpriz olmasını istememiş ve bu düşüncesini “Bence hamile bir kadına sürpriz yapmak hiç de iyi bir fikir değil!” şeklinde açıklamıştı. Katılmadığımı söyleyemeyeceğim. 30 küsur haftalık, havadan nem kapan, Braxton Hicks kasılmalarıyla uğraşan, karnı burnunda bir gebeye eve girdiği anda 20 kişi “Sürpriiiiiz!” diye bağırsa, sonra da kadıncağızın korkudan suyu gelse, sancıları başlasa olacaklardan kim sorumlu tutulabilir?!

Türkiye’de nasıl?
Türkiye’ye döndüğümden beri birkaç Bebek Partisine katıldım. Hepsi de gayet keyifli ve eğlenceli olmakla birlikte Amerika’daki amacından biraz daha farklıydı. Buradaki partilerin amacı gerçekten de kız arkadaşlarla bir araya gelmekten ibaret gibiydi, ki bu anne adayının eğlendiği (ve bence böylesine bir günü hak ettiği) gerçeğini değiştirmiyor.
Türkiye’de liste yapma olayı daha yenice anladığım kadarıyla. Biz daha çekingeniz ihtiyaçlarımızı dile getirmekte. Biraz da “özenti” olarak görüyoruz bu kavramı sanırım. (Türkçeye “Baby Shower” olarak girmiş olmasının da etkisi var tabii!)
Son zamanlarda bir trend haline geldi “Baby Shower” partileri. Organizasyon şirketlerinin gündemlerinden düşmüyor. Bütçesi el veren istediği gibi yapsın, sefası olsun. Ama asıl amaç unutulmasın: İhtiyaçları karşılamak…
Bana bir Bebek Partisi davetiyesi geldiğinde yaptığım ilk iş “Listesi nerede?” diye sormak oluyor. Aldığım cevap genelde “Liste yapmadı”, nadiren de “Joker’de” oluyor. “Liste yapmadı” cevabını alınca somurtuyorum. Hem oturup “Acaba ne alsam?” diye düşünmek durumunda kalıyorum, hem de aldığım eşyanın işine yarar olup olmayacağından emin olamıyorum.
Bu konuda biraz araştırma yaptım ve aklıma gelen belli başlı bebek mağazalarını aradım.
Elif: İyi günler… Anne-bebek mağazalarının yaptığı ihtiyaç listeleri ile ilgili bir araştırma yapıyorum. Böyle bir uygulamanız var mı acaba?
Mothercare: Bu mağazamızda yok, ancak falanca mağazamızda olabilir.
E-bebek: Maalesef, böyle bir uygulamamız yok.
Joker: Evet, var.
Elif: A-ha! Anlatınız Joker…
Joker: Mağazamıza geliyorsunuz. İhtiyaç listenizi oluşturuyor ve bize veriyorsunuz. Biz bunu merkezi sistemimize giriyoruz. Listenizden alışveriş yapıldıkça listenizden otomatik olarak düşüyoruz.
Elif: Peki bunu internetten yapmak mümkün mü?
Joker: Evet, buradan mümkün. Yalnız maalesef mağazalarımızda yapılan liste ile internetten yapılan liste birbirinden bağımsız. Yani internetten yapılan alışverişleri mağazalarımızdaki listeden (ya da tam tersi) otomatik olarak düşmek mümkün olmuyor. Ancak biz yine de mağazalarla koordineli bir şekilde bunu yapabiliyoruz.
Elif: Herhangi bir karışıklık, sorun yaşanmıyor mu?
Joker: Hayır, yaşanmıyor. Ancak her iki listenin birbirinin tıpatıp aynısı olması gerekiyor.
Elif: Kısacası bizim hem mağazada, hem de internet üzerinde aynı listeyi iki kez oluşturmamız gerekiyor?
Joker: Evet, öyle.
Elif: Olsun, buna da şükür. Teşekkürler.
Kısacası, Türkiye’de bebek ihtiyaç listesi olayını şu anda yürüten mağazanın Joker olduğuna kanaat getirdim. (Varsa başka bildiğiniz, lütfen yorumlarda paylaşın.)  Her ne kadar bunun aslının tek bir merkezi sistemden koordine edilen bir liste olması daha doğru olurdu ise de, en azından böyle bir uygulamayı başlatmış olmalarını oldukça olumlu buldum. Böylece kendisi Falanca şehirde, teyzesi Filanca şehirde yaşayan gebeler bu uygulamadan faydalanabilirler.

Bunda garip bir şey var mı sizce? Bence yok… Bebeği dünyaya getirmek zaten başlı başına bir külfet. Sigortanız bile olsa, özel hastanede doğuracağım deseniz, hele bir de normal doğum isteyecek olsanız kafadan birkaç bin lira cebinizden çıkıyor. Bebek doğduktan sonra ise ihtiyaçları bitmek tükenmek bilmiyor. Sadece bebek bezi masrafı bile can yakıyor. Zaten yakınlarınız, arkadaşlarınız bebek için bir şeyler almak istiyorlar. Dolayısıyla onları “Bak, benim ihtiyaçlarım bunlar, buradan alabilirsin” şeklinde yönlendirmekte bir sakınca görmüyorum. Bilmem ben mi çok “Amerikanvari” düşünüyorum.
Hoş, bunu Amerika’da yapmak daha kolay; nitekim Amerika’da bebek ürünleri buraya oranla çok çok daha ucuz. Orada 50 dolara satılan bir bebek koltuğu burada 250 TL olunca birisine hediye olarak almak da zorlaşıyor. Oto koltuklarının bilmem kaç yüz liraya, park yatakların keza o kadara satıldığı Türkiye’de insanların bu ihtiyaçlarınızı karşılamalarını beklemek pek yerinde olmuyor. Ancak en azından bir iki body, üç beş patik, birkaç biberon bile alınsa katkı olmaz mı?
Amerika’daki bebek partilerinde sırf bebek bezi alıp gelen çok olur. Maksat yardım olsun.

BÜTÜN GEBELER LİSTE YAPSIN, İHTİYAÇLARI KARŞILANSIN!
Fikir vermek açısından benim bebek ihtiyaç listesi ve Bebek Partisi tecrübemi de ikinci bir bölüm olarak paylaşacağım.


Alıntı: http://blogcuanne.com/

21 Eylül 2011 Çarşamba

Yeni Trend Masa Sehpalar

Bunu o kadar çok hayal etmiştim ki :) Sonunda birileri düşünüp tasarlamış... 



İnsanların yaşadıkların hayatın temposunun yanı sıra, artık şehirleşme ile gelen yaşam alanlarındaki darlık, yemek masaları gibi büyük yer kaplayan eşyaları kullanışsız hale getiriyor.

İnsanların yaşam alanlarında aradıkları genişlik için ve daha fazla zaman kazanabilmek amaçlı yaptıkları seçimler, portatif ve ergonomik sehpaları 2011 ve 2012 yilinda trend haline gatiriyor. Bu sehpalar günlük yaşam saatlerinde hem odalardaki kalabalığı alan hem de yemek saatleri sırasında kullanılabilen fonksiyonel çözümler olarak ortaya çıkıyor.

Bu sehpalar bir çok renk ve farklı yapım hammedeleri seçenekleri ile her dekorasyona ve zevke uygun olabiliyor. Deri kaplama olanlardan çelik bir yapıya sahip olanlara, ağaç işlemeciliğinden, cama kadar bir çok farklı temaya hizmet verebilecek niteliklere sahipler.

Ev ve oda içerisinde taşınabilirliği olması amaçlanan bu sehpalar için hareket olanağı sunulmuş. Hatta bazı sehpaların boyutları rahat bir şekilde bir kaç dakika içerisinde değiştirilebiliyor.
Fiyat aralığı konusunda 350 TL ile başlayan sınırlar bütçeleri zorlayacak yerlere çıkabiliyor. Ancak son dönemlerde insanların bu sehpaları tercih etmeleri gösteriyor ki, bu sehpaların insan hayatına kazandırdığı zaman ve mekan fazlalığı verilen paralara değecek kadar büyük bir seviyede.

20 Eylül 2011 Salı

Erişte Yapıyorum

Merhaba :)

Evleneli 1,5 yıl oluyor ancak henüz hazır alınan erişteleri bile pişirme fırsatım olmadı. Ama komşularımı tarhana, erişte vs.. hazırlıkları içerisinde görünce dayanamadım, denemek istedim.

Hemen malzemelerimizi söyleyim;

       5 yumurta
       2 su bardağı su
       Tuz
       Aldığı kadar un
Önce yumurta, su ve tuzu geniş bir kasede çırptık, daha sonra da unu azar azar ekleyip sert ve pürüzsüz bir hamur elde ettik. Hamuru bezelere ayırıp üzerini örttük ve 30 dakika dinlendirdik.

Bu arada çayınızı alıp, komşularınızla zararsız dedikodulara dalabilirsiniz :)

Ve 30 dk. sonunda, her bir bezeyi unlanmış tezgahta yufka şeklinde açıp ve kuruması için bekletiyoruz. Hamuru ince ince kesip ve 200 dereceye ayarlanmış fırında hafif kızartıyourz. Fırından çıkartıp soğutarak, kavanoza dolduruyoruz . Serin ve kuru bir yerde muhafaza ediyoruz.


Evet, eriştemiz hazır. Peki akşam soframıza eriştemiz nasıl misafir olsun ?
http://www.nepisirsem.com adresinde gördüğüm Fesleğen Soslu Erişte yemeğine ne dersiniz?


     Tarifini web sitesinden bulabilirsiniz.
     
    Harika görünüyor değil mi?




25 Kasım 2010 Perşembe

İzmir' de Nerelere Gidiliyor?

Hep bir karın ağrısıdır insani acıdan bitiren... '' Hadi bu haftasonu birşeyler yapalım'' Ve şu cümleyle devam eder : '' Eee ne yapalım? '' Genellikle neticede ya Forum'a gidilir ya evde playstation oynanılır... Bazen kabuğumuzu kırıp değişik şeyler yaptığımız oluyor tabii.. İşte o ender anlar.....

Örnekköy'den sadece 22 Km. uzaklıkta Karagöl... Bu aylarda serin olur. Ben Nisan' da gitmiştim ve maalesef yollar eriyen karlar yüzünden çamurlu ve  bol çukurluydu. O yollar bana vız gelir, üşürsem de sevgilime sarılırım geçer diyorsanız, alın mangalınızı etinizi içeceğinizi güzel bir kaçamak yapın. http://www.karagol.gen.tr/